Peru Başbakanı Gustavo Adrianzen, hakkında sunulan gensoru önergesinin ardından görevinden istifa etti. Artan güvenlik sorunları ve hükümetin yetersiz kaldığı eleştirileri, siyasi istikrarın daha da sarsılmasına yol açtı. Gözler yeni başbakanı belirleyecek Devlet Başkanı Boluarte’ye çevrildi.
Peru’da siyasi istikrarsızlık yeni bir gelişmeyle derinleşti. Başbakan Gustavo Adrianzen, hakkında Peru Kongresi’nde sunulan gensoru önergesinin ardından görevinden istifa ettiğini açıkladı. Başkent Lima’da kameraların karşısına geçen Adrianzen, istifasını Devlet Başkanı Dina Boluarte’ye sunduğunu kamuoyuyla paylaştı.
“Sayın Devlet Başkanı, ülkenin çıkarları doğrultusunda bugün size Bakanlar Kurulu Başkanlığı görevimden geri dönülemez şekilde istifa ettiğimi bildirmek istiyorum” ifadelerini kullanan Adrianzen, görev süresi boyunca zorlu koşullar altında büyük bir sorumluluk üstlendiğini söyledi. Duygusal ifadelerin öne çıktığı açıklamasında, “Eminim ki bugün tamamlamakta olduğumuz tarih sayfaları, yalnızca çocuklarımızın ve torunlarımızın okuyacağı sayfalardır. Ancak o zaman adalet yerini bulacaktır” dedi.
GENSORU ÖNERGESİ VE GÜVENLİK ELEŞTİRİLERİ
Başbakan Adrianzen’in istifasına yol açan süreçte, muhalefetin sunduğu gensoru önergesi belirleyici oldu. Önergede, hükümetin özellikle artan güvenlik sorunları karşısında yetersiz kaldığı vurgulandı. Tepkilerin odak noktasında, geçtiğimiz haftalarda Pataz bölgesinde 13 madencinin kaçırılıp öldürülmesi olayı yer aldı. Kamuoyunda büyük yankı uyandıran saldırının ardından hükümetin tepkisiz kalması, Adrianzen’in görevde kalma şansını zayıflattı.
SİYASİ İSTİKRAR SORGULANIYOR
Peru'da artan suç oranları, kamu güvenliği konusundaki zafiyetler ve hükümet politikalarına yönelik eleştiriler, son dönemde ülkedeki siyasi istikrarı daha da kırılgan hale getirdi. Adrianzen’in istifası, Devlet Başkanı Dina Boluarte liderliğindeki yönetimin üzerindeki baskıyı artırırken, gözler şimdi yeni başbakanın kim olacağına çevrildi.
Devlet Başkanlığı ofisinden henüz yeni atamaya ilişkin resmi bir açıklama yapılmazken, ülkede erken seçim talepleri ve sistemsel reform çağrıları da yeniden gündeme gelmiş durumda.