Konut sektörü, artan faiz oranlarının etkisiyle durgun bir sürece girdi. Hem bireysel hem kurumsal alıcılar konut alımlarını ertelerken, müteahhitler de yeni projelere başlama konusunda geri adım atıyor. Yatırımcıların büyük kısmı, konut yerine mevduatı daha cazip buluyor. Yabancı yatırımcılar ise Türkiye piyasasından uzaklaşarak daha uygun finansman koşullarına sahip alternatif ülkelere yöneliyor.
Mevcut ekonomik koşullarda kredi maliyetlerinin yüksekliği, konut talebini baskılarken, üretici firmalar da bu ortamda yeni borçlanmalara sıcak bakmıyor. Sektör temsilcileri, “Konut alımına ilgi var ama kimse bu faizle adım atmak istemiyor. Herkes düşüşü bekliyor” diyerek piyasanın genel havasını özetliyor.
Türkiye Gazetesi’nin haberine göre, yatırımcılar yüksek faiz ortamında konut yatırımı yerine mevduatı daha güvenli buluyor. Artan maliyetler ve kira gelirlerindeki belirsizlik nedeniyle alımlar ertelenirken, firmalar da yeni inşaatlar yerine faiz getirisini tercih ediyor. Bir sektör yetkilisi bu durumu şu sözlerle anlatıyor:
“Borçlanarak konut üretmek, bu şartlarda ciddi bir risk taşıyor. Maliyetler artarken talep dalgalı. Bu yüzden birçok firma üretimi askıya aldı.”
Türkler yurt dışı konut alımında yabancıları geçti: En pahalı mülk bir Türk’e satıldı
YABANCILAR TÜRKİYE’DEN UZAKLAŞIYOR
Yüksek faiz politikası sadece yerli piyasayı değil, yabancı yatırımcıları da etkiliyor. Finansman koşulları daha elverişli olan pazarlara yönelen yabancı alıcılar, Türkiye’yi daha riskli görmeye başladı. Sektörden yapılan yorumlara göre, Türkiye artık yabancı yatırımcı nezdinde cazibesini yitirmeye başladı.
Konut Fiyat Endeksi Mayıs'ta yüzde 3,4 arttı
UZUN VADEDE KONUT KAZANDIRIYOR AMA...
Sektör temsilcileri, uzun vadede konutun mevduata göre daha kazançlı olduğuna dikkat çekse de, mevcut ekonomik atmosferde “bekle-gör” politikası hâkim. Bu da yalnızca konut sektörünü değil, genel ekonomik hareketliliği de olumsuz etkiliyor.
Uzmanlar, bu tabloyu tersine çevirmek için faiz oranlarının düşürülmesi gerektiğini, aynı zamanda sektöre yönelik yeni teşvik mekanizmalarının devreye alınmasının elzem olduğunu ifade ediyor. Aksi halde, hem iç piyasada yatırımcı kaybı hem de dışarıya sermaye çıkışı hız kazanabilir.
