ODTÜ öğrencisi ve milli para judocu Taylan İnce, 19 Mart sürecindeki protestolara katıldığı gerekçesiyle tutuklanıp 29 gün cezaevinde kaldı. İnce, bu sebeple milli takımdan çıkarıldı. Bu süreçte milli takımdan çıkarılan ve kulübüyle ilişkisi zedelenen İnce, “Spor yapma hakkım, yıllarca verdiğim emek elimden alındı; tek sebebi sesimi yükseltmemdi” dedi.
CHP’nin Cumhurbaşkanı adayı Ekrem İmamoğlu’nun tutuklanmasının ardından Türkiye genelinde başlayan protesto eylemleri, yalnızca siyasal değil, bireysel yaşamları da derinden etkiliyor. Bu süreçte gözaltına alınıp tutuklanan isimlerden biri olan ODTÜ öğrencisi ve milli para judocu Taylan İnce, yaşadıklarını, spor hayatının nasıl kesintiye uğradığını ve bu süreçte maruz kaldığı hukuki ve sosyal baskıları anlattı.
MİNDERDEN MEYDANA: JUDODAN DİRENİŞE BİR SPORCU
Henüz 3 yaşındayken jimnastikle spora başlayan İnce, 14 yaşına kadar bu branşta aktif yer aldı. 18 yaşında ise judoyla tanışarak yeni bir mücadele alanına adım attı. Bu sadece bir spor değişikliği değil; Taylan İnce için bir yaşam felsefesinin, bir duruşun da başlangıcıydı. Uluslararası alanda Avrupa ve Dünya derecelerine imza atmış bir milli sporcu olarak yükselen kariyeri, 19 Mart süreciyle birlikte ansızın sekteye uğradı.
"MİLLİLİĞİN GİDER" TEHDİDİ, DIŞLANMA VE SESSİZ İHRAÇ
Mart 2025’te Rize’de milli takım kampında bulunan İnce, Dünya Kupası için Gürcistan’a yola çıkmaya hazırlanıyordu. Ancak Gürcistan’daki sağlık kontrolü sonrası Kazakistan’da yapılacak yeni değerlendirmeye çağrılmayı beklerken, Türkiye’ye döndüğünde yaşanan siyasi gelişmelere sessiz kalamadı. Ankara’daki protestolarda yer aldı, düşüncelerini sosyal medyada paylaştı.
Bunun ardından Gençlik ve Spor Bakanlığı’na bağlı bazı yetkililer ve takım arkadaşlarından dışlandığını hissetti. “Milliliğin gider, dikkat et” gibi uyarılarla karşılaştı. Kısa süre sonra ise hiçbir açıklama yapılmadan, milli takım iletişim gruplarından çıkarıldı. Kazakistan’daki sürece dair hiçbir bilgi verilmedi. Bu süreçte kulübü tarafsız kaldı; ne destek verdi ne de karşı çıktı.
TUTUKLAMA VE 29 GÜN CEZAEVİ: YALNIZCA VİCDANIMI DİNLEDİM
25 Nisan’da Ankara Konur Sokak’ta tutuklu öğrencilerin serbest bırakılması için düzenlenen protesto eylemine katılan Taylan İnce, burada gözaltına alındı. Polis şiddetiyle darp edildiğini belirten İnce, kadın bir göstericinin işkenceye uğramasına müdahale ettiği sırada yerlerde sürüklendiğini, başına defalarca tekme atıldığını ve bu sırada ağır şekilde yaralandığını anlattı.
Darp raporu alan İnce, iki gün gözaltında tutulduktan sonra tutuklanarak cezaevine gönderildi. Tam 29 gün boyunca cezaevinde kaldı. “Suçum neydi bilmiyorum. Bildiğim tek şey, haksızlığa karşı durduğum” diyerek, bu sürecin kendisinden yalnızca fiziksel değil, spor kariyeri açısından da çok şey götürdüğünü ifade etti.
“SPOR YAPMA HAKKIM ELİMDEN ALINDI”
İnce, tutukluluğunun ardından yalnızca milli takımdan değil, kulübüyle olan bağlarından da koptu. Spor yapma hakkı fiilen ortadan kalktı. “Ben sporu yalnızca madalya kazanmak olarak görmüyorum” diyen İnce, bu sürecin kendisine bir temsil biçimi kazandırdığını söyledi.
Cezaevinden çıktıktan sonra yalnız olmadığını fark ettiğini belirten İnce, ODTÜ Judo Takımı, antrenörleri ve arkadaşlarının desteğiyle ayakta kaldığını, ODTÜ Spor Müdürlüğü’nün kendisine "başarı ödülü" verdiğini aktardı. Ancak bu ödülü kendisi adına değil, hâlâ içeride olan arkadaşları adına aldığını belirtti.
"BEN YALNIZCA SPORCU DEĞİL, VİCDANLI BİR YURTTAŞIM"
İnce, yaşadıklarının yalnızca bir sporcunun karşılaştığı zorluklar olmadığını; aslında Türkiye’de hak aramanın, adaleti savunmanın nasıl bir risk taşıdığını ortaya koyduğunu belirtti. “Bu ülkede susturulmak istenen önce yalnız bırakılıyor” diyerek yaşadığı sosyal izolasyona dikkat çekti.
İnce’ye göre sporculuk, yalnızca fiziksel bir yetkinlik değil, aynı zamanda toplumsal sorumlulukla da birleşmeli:
“Ben yalnızca sporcu değilim, aynı zamanda bu ülkenin vicdanlı bir yurttaşıyım. İşkenceye sessiz kalmam, haksızlığa göz yummam istendi. Ben susmadım ve susmayacağım.”
AVUKATI: BU SÜREÇ HUKUKSUZDUR
Taylan İnce’nin avukatı Deniz Özbilgin, yürütülen süreci “hukuksuz ve cezalandırma odaklı” olarak değerlendirdi. İnce’nin suçlanmasının yalnızca anayasal bir hakkı kullanmasından ibaret olduğunu belirten Özbilgin, “Taylan daha deliller toplanmadan, sadece kolluk tutanağına dayanarak tutuklandı” dedi.