Bulutların üstünde bir yer hayal edin… Rize’nin Çamlıhemşin ilçesinde bulunan Gito Yaylası, sadece manzarasıyla değil, havası ve huzuruyla da adeta Avrupa Alplerini aratmıyor.
Karadeniz’in saklı cennetlerinden biri olan Gito Yaylası, son yıllarda doğaseverlerin ve fotoğraf tutkunlarının yeni gözdesi haline geldi. Rakımı yaklaşık 2.070 metre olan yayla, ziyaretçilerine gökyüzüne dokunuyormuş hissi veriyor. Sabahın ilk ışıklarıyla birlikte sisin dağlara yaslanması ve ormanların arasından yükselen güneş, burada adeta bir tabloyu andırıyor.
Gito’yu diğer yaylalardan ayıran en önemli özellik ise yolculuğun kendisi. Çamlıhemşin’den başlayan ve yeşilin her tonunu gözler önüne seren bu rota, doğa ile iç içe geçen bir deneyim sunuyor. Yollar zaman zaman zorlu olsa da ulaşılan manzara, tüm zahmeti unutturuyor.
SESSİZLİK, TEMİZLİK VE YALIN GÜZELLİK
Yaylada kalabalık yok, gürültü yok. Doğaya saygı duyan birkaç ahşap ev, taş yollar ve özgürce dolaşan koyunlar dışında neredeyse hiçbir şey yok.
İnternet çekmiyor, telefonlar susuyor. Geriye yalnızca doğayla baş başa kalma hissi kalıyor. Özellikle şehrin kaosundan uzaklaşmak isteyenler için Gito, adeta bir terapi merkezi gibi.
NE YAPILIR, NE YENİR?
Yaylada yürüyüş yapabilir, kamp kurabilir, gün doğumunu izleyebilir ya da sadece çimlere uzanıp gökyüzünü seyredebilirsiniz.
Yakındaki köylerde yapılan mısır ekmeği, mıhlama ve yayla sütünden yapılan peynirler ise ziyaretçilerin favorisi.
NE ZAMAN GİTMELİ?
Gito Yaylası’na ulaşım yaz aylarında daha kolay. Haziran ortasından eylül sonuna kadar yollar genellikle açık ve kamp için ideal. Ancak gece sıcaklıkları düşebileceğinden hazırlıklı olmakta fayda var.
Doğanın kalbinde, sade ama etkileyici bir güzellik arayan herkesin rotasında bir gün mutlaka Gito Yaylası olmalı. İsviçre Alpleri’ni görmek herkesin hayali olabilir ama Türkiye’nin Alpler’i Gito, size çok daha fazlasını çok daha yakından sunabilir.