Zorbaların ‘tanrı’yla ilişkisi bir tuhaf
Yüksekten atıyordu seçimden önce. Ben başkan olsaydım Ukrayna’da savaş çıkmazdı, Gazze’de savaş çıkmazdı, ben gelince bitecek. Bakın ben gelir gelmez nasıl İsrail Gazze’de ateşkes yaptı…
Tamamen rüzgâr mı? Hiç doğruluk payı yok mu?
Teslim edelim; Trump’ın gelmesine yakın bazı dünya liderleri pozisyon aldılar, üstlerini başlarını düzelttiler.
Trump Beyaz Saray’a yerleşmeden Putin ellerini ovuşturmaya başlamış, Zelenski bunalıma girmişti.
Almanya siyasi krize girdi. Beşşar Esed bile terk etti gitti Suriye’yi.
Hiçbir ABD Başkanı için dünya bu kadar hizaya gelmemişti.
Sonra yerine oturdu Trump.
Dünyada bir gürültü patırtı. Çin’e posta koymalar, Putin’e gider yapmalar, Zelenski’yi hırpalamalar.
Sonra baktık, hiçbir şey değişmedi. Teneffüs bitince sınıfta herkesin yerli yerine oturması gibi dünya eski düzenine geri döndü.
Rusya savaşına, Netanyahu soykırımına…
Bu arada Netanyahu, kasıla kasıla, avurtlarını şişire şişire podyuma çıkan Trump’ın koltuğunun altına el çabukluğuyla İran’la savaşı sıkıştırıverdi.
Nasıl yaptı bunu?
Trump’ın egosunu okşayarak.
ABD, şu meşhur B2’leriyle İran’ın nükleer tesislerini vurduğu gece Netanyahu Trump’ın egosuna masaj yapmaya devam etti.
Tiradı, methedilmekten çok hoşlanan tipleri bile bezdirecek kadar tafsilatlıydı.
“Tebrikler Başkan Trump. ABD’nin müthiş ve haklı gücüyle İran’ın nükleer tesislerini hedef alma yönündeki cesur kararınız tarihi değiştirecektir. ABD gerçekten eşsiz bir başarıya imza atmıştır. Tarih, Başkan Trump’ın dünyanın en tehlikeli rejimini dünyanın en tehlikeli silahlarından mahrum bırakmak için harekete geçtiğini kaydedecektir. Başkan Trump, size teşekkür ediyorum. İsrail halkı size teşekkür ediyor. Medeniyet güçleri size teşekkür ediyor. Tanrı Amerika’yı korusun. Tanrı İsrail’i korusun ve Tanrı sarsılmaz ittifakımızı, kırılmaz inancımızı kutsasın.”
Zorbaların ‘tanrı’yla ilişkilerinde bir tuhaflık var.
Kafalarında tasavvur ettikleri ‘tanrı’yı hemen kendi kütüklerine kaydediyorlar. Yaptıkları her kötülüğe tanrılarını ortak ediyorlar.
İkisi aynı tanrı mı?
Gazze’de katliam yaparken çağırdığın tanrıyla İran’ı bombalarken çağırdığın tanrı?
Bu soruyu sorunca şunu da sormamız gerekir.
İranlıların tanrısıyla Amerikalıların ve İsrail’in tanrısı?
Ayrı ayrı mı?
Siz kendi dünyalarınızda taksim etmiş olabilirsiniz.
Sübhanallah!
Öyle düşündüğünüz gibi bir tanrı yok.
Tasavvurlarınızın ötesinde, sizin evirip çeviremeyeceğiniz, cürümlerinize ortak edemeyeceğiniz bir Tanrı var.
Akaidi kelamı şimdilik bir tarafa bırakalım.
Ne oldu şimdi?
Amerikan uçakları İran’ın nükleer tesislerini sığınak delici bombalarla bombaladı.
Bitti mi İran’ın nükleer projesi?
Neydi proje? Atom bombası yapmak mı?
Hamaney’in fetvasına göre atom bombası yapmak caiz değil.
Fetvanın arka plandaki gerçeği gizlediğinden şüphelenebilir miyiz?
Siyaset bu, şüphelenirsin.
Trump, İran’ın nükleer bomba yapma kapasitesinin imha edildiğini düşünüyor.
İmha edilmiş midir?
İranlılar “Saldırıdan önce taşıdık” diyorlar.
Artık Allah bilir.
Bu kadar bombadan, bu kadar beladan sonra İran’da rejim değişir mi?
Güney Azerbaycan, Türkler, Kürtler… Bir şey çıkar mı?
Azeriler İran’da bir etnik mesele olarak görülmüyor. Bunun için dışarıdan çalışanlar var ama içeride karşılığı çıkmadı.
Ya siyasi muhalefet?
İran’da rejimden herkes mutlu değil fakat bütün tarafların müşterek düşmanı İsrail’in aktif olduğu bir ortamda muhalefetin muhalefet yapma ihtimali hemen hemen yok.
İran devrimden bu yana çok belalar gördü. Ayetullah Beheşti ve 4 İranlı bakan toplam 73 kişi 28 Haziran 1981’de korkunç bir suikastla öldürüldü. 2 Ay sonra Cumhurbaşkanı Mesut Recai ve Başbakan Cevat Bahonar yine bombayla öldürüldü. Bir değil iki değil. Daha çok var.
Muhtemelen bu belaları da atlatır.
ABD Dışişleri Bakanı “Dünya dünden beri eskisinden daha güvenli” demiş.
Dünden beri değil. Dünya hayli zamandır eskisinden daha güvensiz.
İsrail Gazze’de soykırıma girişti girişeli ne insan hakları kaldı ne devletler hukuku ne insan haysiyeti…
Dünyanın sizin iştirakinizle insanlığa musallat olan bu beladan kurtulması, İran’ın henüz var olmayan atom bombalarından daha önemli.














