Cezaevinde yaşadıklarını kamuoyuna duyuran Medya A.Ş. eski Genel Müdürü Dr. İpek Elif Atayman, hukuksuz uygulamalara ve maruz kaldığı ağır koşullara dikkat çekerek Adalet Bakanı’na çağrıda bulundu. Beş gündür Afyonkarahisar Cezaevi’nde yerde yattığı belirtilen Atayman, "Bileklerim kelepçeden mor, eşyam çöp torbasında" diyerek yaşadığı süreci anlattı.
İstanbul Büyükşehir Belediyesi'ne yönelik yürütülen soruşturma kapsamında 19 Mart’tan bu yana tutuklu bulunan Medya A.Ş. eski Genel Müdürü Dr. İpek Elif Atayman, 5 Haziran'da ailesi ve avukatlarına haber verilmeden Silivri Cezaevi’nden Afyonkarahisar Kapalı Cezaevi’ne sevk edildi. Sevk sürecinde ve ardından yaşadıklarını ailesiyle yaptığı 10 dakikalık telefon görüşmesinde anlatan Atayman, Adalet “Sayın Adalet Bakanı, tutuklular ‘devletin emanetidir’ diyordunuz. Bileklerim kelepçeden mor, eşyam çöp torbasında, yerde yatıyorum. Bu bir yargılama değil, açık bir cezalandırma. Bu işkenceye son verin" ifadesini kullandı.
Atayman, 72 gün tek kişilik hücrede, ardından 5 gün koğuşta tutulduktan sonra, yalnızca bir parça ekmekle, bilekleri 7,5 saat boyunca kelepçeli şekilde bir metrekarelik zırhlı kabinle Afyonkarahisar’a götürüldüğünü belirtti. Ailesi ve avukatları kendisinden uzun süre haber alamadı.
"MASUMUM, BUNA RAĞMEN CEZALANDIRILIYORUM"
Kendisine yönelik herhangi bir suçlama yöneltilmediğini, MASAK ya da HTS kayıtlarında da hiçbir bulgu bulunmadığını söyleyen Atayman, "20 aylık genel müdürlük dönemime ilişkin tüm belgeler yargıda. Yasadışı hiçbir işim olmadı. Hakkımda tek bir usulsüzlük sorusu bile yöneltilmedi. Buna rağmen fiilen cezalandırılıyorum" ifadelerini kullandı.
“GENEL MÜDÜRLÜK KARTVİZİTİMİ BİLE KURUMA MASRAF OLMASIN DİYE KIRTASİYEDE BASTIRDIM”
Görev süresi boyunca kamu kaynaklarını titizlikle kullandığını vurgulayan Atayman, "Makam aracını daha mütevazı bir araçla değiştirdim. Kartvizitimi bile kırtasiyede bastırdım. Bu mu suçum?” diyerek uygulamalara tepki gösterdi.
Afyonkarahisar Cezaevi’nin İstanbul’a uzaklığı nedeniyle aile ziyaretlerinin neredeyse imkânsız hale geldiğini belirten Atayman, bu durumun savunma hakkını da fiilen engellediğini dile getirdi:
“Afyon’a ulaşım en az 6 saat sürüyor, en yakın havalimanı 60 kilometre. Ailem yaşlı. Bu koşullar sağlık ve güvenlik haklarımı ihlal ediyor; kişilik haklarım ve masumiyet karinesi açıkça çiğneniyor.”
“SOSYAL BAĞLARIMDAN KOPARILDIM”
“Bu sevkle yalnızlaştırılıyorum” diyen Atayman, fiziksel koşulların ötesinde psikolojik bir yıpratma süreciyle karşı karşıya bırakıldığını ifade etti: “Devlete ve millete zarar verecek tek bir eylemim olmadı. Bulunduğum koşulları hak edecek hiçbir davranışta bulunmadım.”
AİLEDEN ÇAĞRI: “BU CEZA DEĞİLSE NEDİR?”
Atayman’ın ailesi de yaşananları “cezalandırmaya dönüşen bir süreç” olarak değerlendirdi. Aile, herhangi bir somut suçlama olmaksızın yapılan hücre ve cezaevi değişikliklerinin hukuk devleti ilkeleriyle bağdaşmadığını belirtti:
“Elif oradan oraya savruluyor. Bu uygulamalar ne hukuki ne vicdani. Biz yalnızca adalet istiyoruz. Elif’in tutuksuz yargılanmasını talep ediyoruz.”