Aydın’ın Kuşadası ve Söke ilçelerinde yetişen, nesli tehlike altındaki Tüylü Çan Çiçeği, yasa ile koruma altına alındı. Bu endemik türü koparanlara 557 bin 212 TL para cezası kesiliyor. Jandarma ekipleri, bu özel bitkiyi korumak için bölgede sürekli denetim yapıyor.
Dünya Doğayı Koruma Birliği’nin (IUCN) Kırmızı Listesi’nde yer alan ve yalnızca Türkiye’de görülen Tüylü Çan Çiçeği, Aydın’da jandarma koruması altında. Sadece Dilek Yarımadası ve Eski Doğanbey Mahallesi’nde yetişen bu nadir türü koparmanın bedeli oldukça ağır.
ENDER BULUNAN TÜRLERDEN BİRİ: TÜYLÜ ÇAN ÇİÇEĞİ
Dünyada sadece Aydın’ın iki noktasında doğal olarak yetişen Tüylü Çan Çiçeği, nadirliği ve yok olma tehlikesi nedeniyle yasal koruma altında. Bu bitki, sadece Kuşadası’ndaki Dilek Yarımadası Milli Parkı ile Söke ilçesindeki Eski Doğanbey Mahallesi’nde gözlemlenebiliyor.
KOPARMANIN BEDELİ YÜZ BİNLERCE LİRA
2872 Sayılı Çevre Kanunu’na göre, Tüylü Çan Çiçeği’ni doğadan koparmak ya da zarar vermek 557 bin 212 TL idari para cezasına neden oluyor. Bu yüksek meblağ, hem caydırıcılık sağlıyor hem de endemik türün korunmasına katkı sunuyor.
JANDARMADAN DOĞAYA SIKI KORUMA
Aydın İl Jandarma Komutanlığı'na bağlı Çevre, Doğa ve Hayvanları Koruma Timleri, çiçeğin yetiştiği bölgelerde sık sık devriye atıyor. Denetimlerin yanı sıra vatandaşlara da bilgilendirme yapılıyor. Ziyaretçilere doğaya zarar vermemeleri konusunda uyarılar içeren broşürler dağıtılıyor.
‘HER ŞEY ELİMİZDE’ DİYEREK UYARDILAR
Jandarma ekipleri, sadece bitki koruması değil, aynı zamanda orman yangınlarına karşı da farkındalık yaratmayı amaçlıyor. “Her Şey Elimizde” sloganıyla yürütülen bilgilendirme kampanyasında, ormanlık alanlarda dikkat edilmesi gereken kurallar vatandaşlarla paylaşılıyor.
DOĞAL MİRASIMIZ GELECEK NESİLLERE AKTARILIYOR
Tüylü Çan Çiçeği’nin yaşatılması, yalnızca bir türün değil, Türkiye’nin biyolojik mirasının korunması anlamına geliyor. Yetkililer, vatandaşlardan doğayı koruma konusunda daha duyarlı olmalarını istiyor ve bu nadide türün gelecek nesillere ulaşabilmesi için herkesin sorumluluk alması gerektiğini vurguluyor.