Leman Dergisinde yayımlanan Filistin’le alâkalı bir karikatürde Efendimiz Aleyhisselam ile Musa Aleyhisselam’ın tasvir edildiği, mukaddesata hakaret edildiği ileri sürülüyor.

Karikatürü çizen kişi bunu reddediyor ve şöyle diyor: “…karşılıklı ölen insanlarla ilgili, aslında barış dolu bir karikatürdür. Muhammed ve Musa isimleri ise bu toplumların içerisinde çokça kullanılan popüler isimlerdendir. Muhammed, Müslümanları temsil eden bir isim gibi dururken, Musa da Yahudileri temsil eden bir isim gibi olduğu için bu karikatürde kullandım. Ayrıca eğer peygamberden bahsedeceksek, başında 'Hz.' ve sonunda 'S.A.V.' gibi ibareler kullanmamız gerekir ki peygamber olduğu belli olsun. Benim kastettiğim, bu isimleri taşıyan, günümüzde savaşlarda ölen sıradan insanlardır. Karikatüre baktığımızda, oradaki kıyafetlerin ve mekânın günümüzü anlattığını göreceğiz."

Müessese olarak Leman da bu minvalde bir açıklama yayımladı ve o açıklamasında Efendimiz Aleyhisselam’ı salavatla andı.

Yalan mı söylüyorlar, numara mı yapıyorlar?

Olabilir.

Bunun ispatı var mı?

Yok.

Öyleyse?

Hazret-i Ömer’e ait olduğu söylenen, Efendimiz Aleyhisselam’a da izafe edilen şu sözün ışığında hareket etmek en iyisi: ‘Afta yanılmak cezada yanılmaktan evladır.’

Buradaki “af”ı ‘takipsizlik’ veya ‘delil yetersizliğinden beraat’ diye okumak da mümkün.

***

Söylenebilecek ne varsa söylendi, yazılabilecek ne varsa yazıldı.

Gereken ders verildi, gereken ders alındı.

Sözlü ve yazlı tepkilerin Leman ekibine yönelik fiziki tepkilere dönüşebileceği veya yol açabileceği ihtimalini göz önünde tutarak, söz konusu karikatüristin ifadesini ve Leman’ın açıklamasını doğru kabul edip protestoları burada noktalamak gerektiği kanaatindeyim.

‘Yaptık, hakaret ettik, gene ederiz, hodri meydan!’ diyen kimselerle karşı karşıya değiliz; ‘Böyle bir şey yapmadık ve yapmayız’ diyen, kendileriyle diyalog kurulmaya müsait olan -önceden öyle değildilerse de şimdi öyle olan- kimselerle karşı karşıyayız.

Onlarla konuşabiliriz, Leman’ın eski sayılarındaki bazı sorunlu şeyleri de gündeme getirerek mukaddesatla alâkalı veya mukaddesatla alâkalandırılabilecek konularda çok ama çok dikkatli olmaları gerektiğini onlara güzelce anlatabiliriz; umulur ki kendilerini düzeltirler.

***

Allah Teâlâ, Musa Aleyhisselam’ı -kardeşi Harun Aleyhisselam’la beraber- Firavun’un yanına gönderirken mealen “Ona yumuşak söz söyleyin” buyurmuştu.

Ne biz Musa Aleyhisselam’dan büyüğüz ne Lemancılar Firavun’dan kötü.