Türkiye genelinde bin 778 engelli bireyle yapılan araştırma, afet hazırlığı konusunda engellilerin sistematik biçimde dışlandığını ortaya koydu. Katılımcıların yüzde 91’i toplanma alanlarının kendileri için erişilebilir olmadığını söyledi.
Türkiye Sakatlar Derneği’nin, BM Kalkınma Programı desteğiyle gerçekleştirdiği kapsamlı saha araştırması, afet ve acil durum süreçlerinin engelli bireyler açısından eşitsiz ve dışlayıcı işlediğini gözler önüne serdi. Araştırma; afet hazırlık düzeyinden bilgiye erişime, tahliye imkânlarından barınma ve destek sistemlerine kadar ciddi yapısal eksikliklerin bulunduğunu verilerle belgeledi.
Katılımcıların sadece yüzde 1,6’sı kendini afetlere karşı “tam hazır” hissederken, yüzde 45,2’si hiç hazırlıklı olmadığını ifade etti. Evlerinde afet çantası bulunanların oranı yalnızca yüzde 24,4’te kalırken, yüzde 80,8’i ailelerinin herhangi bir afet planı olmadığını belirtti. Engellilerin yüzde 63,3’ü bugüne dek hiçbir afet tatbikatına katılmadı.
TOPLANMA ALANLARINA ERİŞİM YOK
Araştırmaya göre, hayati önemdeki erken uyarı sistemlerinin erişilebilir olduğunu düşünenlerin oranı sadece yüzde 8,9. Katılımcıların yüzde 91,9’u ise afet durumunda yönlendirilecekleri toplanma ve geçici barınma alanlarının erişilebilir olmadığını belirtti. Bu alanların büyük ölçüde fiziksel engeller içerdiği ve gerekli destek hizmetlerinden yoksun olduğu da vurgulandı.
YEREL YÖNETİMLERE GÜVEN YOK
BirGün'de yer alan habere göre, katılımcıların yüzde 84,3’ü yaşadıkları yerlerdeki yerel yönetimlerin afet planlarında kendi fikirlerine başvurmadığını söyledi. Ulusal afet planlarının engellilerin ihtiyaçlarını yeterince karşıladığını düşünenlerin oranı sadece yüzde 8,3. Ayrıca yalnızca yüzde 21,5’i afet sonrası yeterli desteğe ulaşabileceğine inanıyor. Yüzde 71,2’si ise bir afet anında yalnızca aile ve akrabalarına güvenebileceğini belirtti.
GÖNÜLLÜLER SİSTEM DIŞINDA TUTULUYOR
Yüzde 85,7’si kendilerine yönelik afet eğitimi verilmesi halinde katılmak istediklerini, yüzde 55’i ise afet anında başkalarına yardımcı olmak için gönüllü olabileceklerini ifade etti. Buna rağmen sistemin bu gönüllüğü görmezden geldiği vurgulandı.
DERNEKTEN UYARI: ENGELLİLER YOK SAYILMAMALI
Türkiye Sakatlar Derneği Başkanı Şükrü Boyraz, şu açıklamayı yaptı:
“Toplumun yüzde 12.29’u engelli. Yani ülkede 11 milyona yakın engelli olduğu söyleniyor. Devlet konutları depreme dayanıklı bir şekilde yapmalı, önce yapıları depreme hazırlamalı. Engelliler yok sayılmamalı. Hep unutulan kesimiz. Engelliler afetlere ne yazık ki hazır değil.
Bir işitme, konuşma engelli birey enkaz altında ama canlı. Sesini nasıl duyuracak? Ya da bir görme engelli, ışığın nereden geldiğini bilecek? Yine bir ortopedik engelli nasıl kurtarılacak? Barınma ya da toplanma alanları da engellilere uygun değil. Bu bireylerin özel gereksinimlerini karşılayabilecek yerler yani tuvaletler, banyolar ve benzeri sosyal alanlar engelliye göre yapılmıyor.
Örneğin bir konteyner tarlanın içine koyuyor, oradan engelli bir bireyin çıkma şansı yok. Depremden kurtulmuş ama cezaevine girmiş gibi... 10 metrekarelik bir konteynerin içerisinde yaşamını sürdürmeye çalışıyor. Bu sağlıklı değil. Bunun dünya standartlarına uyması için mücadele ediyoruz. Herkes engelli adayı. Bu nedenle engellilere deprem sırasında nasıl kendini koruyabileceği eğitimini vereceğiz. Bu bireylerin yani deprem altında kaldıkları zaman dışarıyla irtibatının nasıl olabileceğini, iletişimin nasıl kurulacağını bunları anlatacağız.”